Boşanma tüm hukuk sistemlerinde düzenleme alanı bulmuş hukuki bir konusudur. Kimi hukuk sistemleri boşanmaya yer vermemekle birlikte günümüzde çoğu sistemce kabul edilmiştir. Boşanma, evlilik birliğini sona erdiren müesseselerden biri olarak hukukumuzda yer almaktadır. Boşanma müessesesi taşıdığı önem itibariyle kanun koyucu tarafından hususi olarak düzenlenmiştir. Boşanmanın Türk hukuk sistemindeki rolü ise kanun koyucu tarafından belirtilmiş belli sebeplere dayanarak ve hakim kararına bağlı olarak gerçekleşebilmesidir. Boşanma kural olarak kanununda sayılı sebeplere dayanarak açılabilen bir dava türüdür. Bu bağlamda kanunda sayılmamış bir sebebe dayanarak boşanma davası açılamamaktadır.
Anlaşmalı boşanma en az 1 yıldan beri evli olan çiftlerin boşanma hususunda anlaşmaya vararak evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle boşanmayı talep ettiği bir müessesedir. Taraflar bu davayı birlikte açabileceği gibi bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabulüyle de anlaşmalı boşanma gerçekleşebilir. Burada eşler evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığı iddiasıyla hakim önüne gelmektedir. Tarafların anlaşmış olması dolayısıyla bu boşanma sebebinin gerçekleştiği farazi olarak kabul görülerek hakim tarafından boşanma kararı verilebilir. Anlaşmalı boşanma davasının kabulü için gerekli bazı şartlar bulunmaktadır. Bu şartların sağlanmasıyla hakim boşanmaya karar verir. Bu şartlar sağlanmış ise hakim başka bir incelemede veya araştırmada bulunmaz. Bu bağlamda anlaşmalı boşanma davası çekişmesiz bir yargı faaliyeti olarak çekişmeli boşanma davasına nazaran daha kısa bir süre içerisinde sonuca bağlanır. Önemli olan husus tarafların serbest iradeleriyle boşanma üzerinde mutabık olmalarıdır.
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar hızlı bir şekilde evlilik birliğini sona erdirebilirler. Ancak belirtmek gerekir ki, anlaşmalı boşanma davası her çiftin başvurabileceği hukuki bir müessese değildir. Kanun koyucu tarafından anlaşmalı boşanma davası açmaya birtakım sınırlamalar getirilerek eşlerin evlilik birliklerini kurtarmalarının, evliliklerine bir şans daha vermeleri için gerekli zamanın sağlanmasını amaçlamıştır. Böylece taraflar boşanmayı gerçekten isteyip istemedikleri hususunda emin olabilir ve aile birliklerini sonlandırmaktan dönebilirler. Bu bağlamda kanun koyucu aileyi koruma görevi üstlenmiştir.
Hakim tarafların bir yıllık evli olma koşulunu sağlayıp sağlamadıklarını resen denetleyecektir. 1 yıldan daha az evli olan çiftlerin açtığı anlaşmalı boşanma davası reddedilir. Kanun koyucunun bu süreyi koymasının amacı eşlerin boşanma hususunda emin olmalarını sağlamaktır. Bunun yanısıra uygulamada muvazaalı evlilik yapanları önleme amacı da vardır. Günümüzde aile kurma dışında başkaca amaçlarla evlilik yapan insanların sayısı hızlıca artmaktadır. Bu hüküm ile kanun koyucu hem eşlerin aile birliklerini sonlandırma kararları için bir süreliğine bekleyip kararlarını gözden geçirmelerini sağlamış hem de uygulamada rastlanan gerçek dışı evlilikleri önlemeye çalışmıştır.
Anlaşmalı boşanma davası açmak isteyen eşler genellikle birlikte başvuruda bulunmaktadırlar. Taraflar ortak bir dilekçe hazırlayabilecekleri gibi ayrı ayrı olarak da dilekçelerini arz ederek hukuki süreçlerini başlatabilirler. Ayrı ayrı olarak arz edilen dilekçelerin birbirleriyle örtüşmesi halinde bu durum birlikte başvuru olarak nitelendirilip anlaşmalı boşanma şartlarından birini sağlar. Bununla birlikte tarafların birlikte başvurması şart değildir. Eşlerden birinin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesiyle de anlaşmalı boşanma gerçekleşebilir.
Hakim eşlerin her ikisini de bizzat dinleyerek kendi hür iradeleriyle boşanmak isteyip istemediklerini takdir eder. Eşlerin iradelerinin baskı altında kaldığına kanaat getiren hakim boşanmaya karar vermez. Tarafların iradelerini sakatlayan bir durum olup olmadığı araştırılır. Eşler boşanma davasını birlikte açsa da ayrı ayrı açsa da bizzat hakim huzurunda dinlenilir. Kimi durumlarda eşlerden birinin çeşitli sebeplerle duruşmaya katılamaması söz konusu olabilir. Bu durumda hakim huzurunda dinlenilemeyen eşin ses ve görüntü nakli yoluyla duruşmaya katılması sağlanır. Örneğin, eşlerden birinin cezaevinde veya yurtdışında olması bu hususa örnektir.
Eşler kural olarak anlaşmalı boşanma davası açabilmek için boşanmanın mali sonuçları ve varsa ortak çocukların durumuyla alakalı anlaşmaya varmış olmaları gerekmektedir. Örneğin, nafaka istemleri, tazminat miktarları ve ortak çocukların velayetleri ile ilgili konularda anlaşmış olmalıdırlar. Ancak anlaşmış ve protokolü hazırlamış olmak boşanma için yeterli değildir. Hakim hazırlanan bu protokolü uygun bulmak zorundadır. örneğin protokolde annede kalması kararlaştırılmış çocuğun velayetini hakim uygun görmeyebilir ve bu hususun düzeltilmesini taraflardan talep edebilir. Hakim, uygun bulmadığı hususları taraflara ileterek değişiklik yapılmasını isteyecektir. Bu değişiklikler taraflarca kabul edilmezse anlaşmalı boşanma gerçekleşemeyecektir. Taraflar hakimin istediği değişiklikleri kabul ederse anlaşmalı boşanmanın önündeki hukuki engel kalkar.
Protokolde yer alması gereken mali konular;
Eşler hazırladıkları boşanma protokolünde;
Yetkili ve görevli mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son altı aydan beri birlikte oturdukları yerin aile mahkemesidir. Davanızı yetkili ve görevli makamda açmanız önem arz etmektedir.
Anlaşmalı boşanma davası genellikle süratle tamamlanan bir hukuki sürece sahiptir. Hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolünün hakim tarafından değişiklik istemeden onaylanması halinde tek celsede boşanabilirsiniz. Bunun dışında 40 günlük içinde zarfında davanız sonuçlanacaktır.
Boşanma, kişisel bir hak olup kişinin bizzat kendisinin kullanması gerekmektedir. Boşanma davası açabilmek için tam ehliyetli olmak gerekmektedir.
Kural olarak tam ehliyetsizler boşanma davası açamazlar. Ancak tam ehliyetsizin korunması için onun üstün yararına hizmet edecekse bu kişilerin kanuni temsilcileri akıl hastaları yerine boşanma davası açma hakkına haizdir.
Evet, ancak ölen eşin mirasçıları boşanma davasına devam edebilir. Bu bağlamda diğer eşin kusurlu olduğunu ispatlayarak boşanma davasını gerçekleştirebilirler.
Anlaşmalı boşanma davasında nafaka istemediğini beyan eden kişi boşandıktan sonra yoksulluğa düştüğü gerekçesiyle nafaka davası açamaz.
Taraflar boşanma davasında karar verilip bu karar kesinleşinceye kadar davadan dönebilirler.
Anlaşmalı boşanma davasının koşullarından biri olan 1 yıllık evli olmak ibaresi resmi evlilikler için geçerli olup dini nikahlıları kapsamamaktadır.
Boşanma kararı verildikten ve temyiz edilmeyip kesinleştikten sonra ya da temyiz neticesinde kesinleştikten sonra, yazı işleri müdürü, boşanma ilamını, nüfus müdürlüğüne gönderir. Nüfus müdürlükleri boşanma ilamının kesinleşmesinden kısa bir süre sonra nüfus kaydınıza işlemiş olacaktır. Bunu herhangi bir yerdeki nüfus müdürlüğünden nüfus kaydı alarak öğrenebilirsiniz.
Yurt dışındaki boşanma kararının, Türk mahkemelerince, tanıma veya tenfiz yolu ile Türkiye’de uygulanabilir hale getirilmesi gerekmektedir.